24 Nisan 2010 Cumartesi

GALATASARAYIMIZ - Bursaspor


Ligin en zorlu maçlarından birine çıkıyoruz, ortalıkta dolanan yatış haberlerine en güzel cevabı başkanımız Adnan Polat veriyor..

Okuyalım.

Adnan Polat temkinli ve dikkatli konuştu. Kavgadan özenle kaçmaya çalıştı. Ancak eteklerindeki taşları dökmeyi de ihmal etmedi. Herkesin anlayabileceği şekilde mesajlarını da verdi. Her söylediği şeyin arkasında durdu. Bu tip röportajlarda sıkça karşılaştığımız “Aman şunu yazma” kolaycılığına kaçmadı. Adnan Polat’ın özellikle hafta sonu oynanacak olan Bursaspor maçı için söyledikleri, kafalardaki bütün sorulara ve yersiz tartışmalara son verecek şekilde...

HaberTürk'ün haberine göre; Polat, F.Bahçe’nin derbilerde özellikle Kadıköy’de neden başarılı olduğunun teşhislerini ortaya koydu. Fenerbahçe-Beşiktaş maçından önce federasyon üyelerinin niçin dikkatini çektiklerini açıkça anlattı. Kendi takımı ile ilgili çok önemli detaylar verip futbolcuların “Eyvah yandık” diyeceği sinyaller gönderdi.

AHLAKSIZLIK YAPACAK DEĞİLİZ

Galatasaray’ın Bursa’ya yatacağını düşünen geri zekalıdır. Bunu söyleyene “Salak” derim. Aslantepe’de Şampiyonlar Ligi maçları oynamak istiyoruz. Fenerbahçe şampiyon olmasın diye de kalkıp ahlaksızlık yapacak değiliz

Galatasaray olarak önümüzde kalan son 4 maçı da kazanmamız lazım. Hâlâ şampiyonluk için şansımız var. Ayrıca Fenerbahçe’nin zor maçları var. Ve üstelik Fenerbahçe “Kolay” denilen maçlarda puan kaybedilen bir takım. Bu şekilde bize şampiyonluk bile verdiler. Biz önümüzdeki yıl Şampiyonlar Ligi karşılaşmalarını Aslantepe’de oynamak istiyoruz. Bu yüzden 2.’lik bile bize bunu sağlıyor. Farz edin Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi’ne gitme ihtimali belirdi. Bursa’yı Bursa’da yenemezmi Beşiktaş?

Elbette yenebilir. O durumda biz de şampiyon olamazmıyız, oluruz. Bu ligde her şey mümkün ve sonuna kadar kovalayacağız. O yüzden tüm bunları ortaya koyarak “Galatasaray Bursa’ya yatacak” diyen adama “Salak” derim. Bunu düşünen geri zekalıdır. Elbette “Biz olamazsak F.Bahçe de şampiyon olmasın” düşüncesi var. Bu normal. Aynısını Fenerbahçe de düşünür. Ama Fenerbahçe şampiyon olmasın diye de kalkıp ahlaksızlık yapacak değiliz. Olaylara yapıcı yaklaşmaya çalışıyoruz. Federasyonun işi zor, biliyoruz. Ve tam desteğimizi de veriyoruz. Ama futbolun marka değerinin yükselmesi konusu tam tersi bir mekanizmaya dönüştü. Hiç kimse sahada oynayan takımların gerçek yüzünü bilmiyor. Kim daha güçlü anlaşılmıyor. Kalite artacağına daha aşağıya gidiyor. Çünkü saha içi yönetimleri çok başarısız.

FENER’LE 20 PUANLIK FARK VAR

Lehinize ve aleyhinize yapılan hataları topladığınız zaman bizimF.Bahçe ile aramızda 20 puanlık artı bir değer çıkıyor. Bunların kasetleri ve CD’leri var. Baskı yapanlar kazandı, yapmayanlar ise hep kaybetti. Oynanan futbolun önemi hiç kalmadı. Kim bağırdıysa bağırdığı kadar kazandı. Federasyon veMHK de alet oldu. İşin tadı kaçıyor.

KADIKÖY'DE ÖDLERİ PATLIYOR

F.Bahçe’nin Şükrü Saracoğlu’ndaki derbilerdeki en büyük etkeni; 12. adamı... Futbolcularımız orada yüksek strese giriyor. Hakemler de korkuyor, ödleri patlıyor. Fenerli oyuncular o statta dokunulmazlık mertebesine ulaşıyor!

Fenerbahçe seyircisini gerçekten tebrik etmek gerekiyor. Hakemlere öyle güzel bir baskı kuruyorlar ki, dolayısıyla onlar da o baskı altında hata yapabiliyor. Fenerbahçe’nin derbilerdeki başarısının en önemli etkeni, stadı dolduran 12. adamları. Oraya giden
futbolcu ne derseniz deyin mutlaka etkileniyor. Taraftar alınan galibiyetlerin büyük bir bölümünde pay sahibi. Bizim oyuncularımız da orada yüksek strese giriyor. Bu negatif etken oluyor. Sonuçta onlar da insan. Hakemler Kadıköy’de korkuyorlar. Ödleri patlıyor. Fenerbahçeli futbolcular o statta dokunulmazlık mertebesine ulaşıyorlar! Çünkü hakemler Fenerbahçe aleyhine karar vermekten çekiniyorlar.

PSİKOLOJİK OLARAK EROZYONA UĞRUYORUZ

Bizim talebimiz, hakemlerin sahaya çıkıp normal kuralları uygulaması. Ama o baskıda bunu yapamıyorlar. İlk maçımızı hatırlayın. Keita bizim en önemli oyuncumuz. Roberto Carlos 7 saniye süren bir faul yaptı. Hakem de hep izledi. Sonra da Keita sinirlenip yumruk attı ve kırmızı kartı gördü. O maçta büyük hayal kırıklığı yaşadık. Bir de ofsayttan gol yedik. Bünyamin Gezer’in orada ödü koptu. Oysa mesleki açıdan korkusu olmaması lazım.

Ama öyle korktu ki... Zaten derbilerin anlamı çok başka. Bu maçlar sadece 3 puanlık değil, hatta 6 puanlık bile değil. Daha öte. Bir de psikolojik etkileri oluyor. Psikolojik erozyona uğruyorsunuz. Mustafa Denizli benim çok eski arkadaşım. Son F.Bahçe-Beşiktaş karşılaşmasından sonra “Hakemlik yürek işi” dedi. Hiç konuşmazdı, o da konuştu. Ben de o söze ilave ediyorum: Hakemlerin Kadıköy’de ödleri patlıyor...

‘GÖÇEK'İN YERİNE BAŞKA HAKEM ATAYIN’ DEDİM

İşin ucunun bize dokunacağını düşünerek derbi öncesi Özgener ve Arıboğan’a “Göçek’i atarsanız büyük kriz başlatırsınız” uyarısı yaptım. Fenerbahçe-Beşiktaşmaçında ne düşündüysemhepsi yaşandı. Beşiktaşlılar Hüseyin Göçek’e itiraz etti. Ben demaç öncesi, Göçek ismi resmi olarak açıklanmadan başkan (Mahmut Özgener) ve başkan yardımcısı (Lutfi Arıboğan) ile konuştum. Çünkü işin ucunun bize dokunacağını biliyordum. “Göçek yerine başka hakematayın” tavsiyesi yaptım. “Büyük bir kriz başlatırsınız” dedim. Ama yine de Göçek atandı. Hem takımlara hem de Göçek’e yazık. G.Saray, Beşiktaş ve Bursa; hepimiz mağduruz. F.Bahçe’nin başarısına da gölge düştü. Yazık değil mi bu kulüplere? Şartmıydı Göçek’i ille bumaça atamak? “Bu işin tek
yetkilisi benim” dediğin zaman böyle olur. Bunu nasıl temizleyecekler? Geçen yıl Sabri’ye “Marka değerini düşürüyor” diye ceza verdiler. Peki Bilica ne olacak? Onun yaptığı nedir? Bu durumlarda federasyon erozyona uğrar. Tamamen çifte standart. İspanya’dan bile bizimle alay ediyorlar.

GENÇERLER’İN FENER LEHİNE KAÇINCI KATLEDİŞİ

Aslında son derbiyi birinci derecede katleden adam Serkan Gençerler’dir. Bu ilk değil, kaçıncı oldu. Başka yan hakem mi yok? Bir bakın vukuatlarına... Niye sürekli bu maçlara Gençerler veriliyor? O zaman insan Gençerler’in kasıtlı olarak bu maçlara verildiğini düşünüyor. Bu adamın F.Bahçe lehine kaçıncımaç katledişi. Hüseyin Göçek Serkan ile kaç karşılaşmaya çıkmış? Ona da bir baksınlar. Kalan maçlarda speküle edilmemiş ve yıpranmamış hakemlere ihtiyaç var. Maçlar aynı saatte oynanacaksa bu son 4 haftada belirlenmeliydi. Ama belirlenmedi.

SARVAN BECEREMİYOR

Büyük organizasyonlarda neden Türk hakemi yok, bunu sorgulamak lazım. Bütün hakemler mi kötü? Değil tabii... İdari anlamda iyi yönetilmiyorlar. MHK’yi yönetenler iyi yönetemiyor. Federasyon ona güvenmiş, görev vermiş ama Oğuz Sarvan bu işi yapamıyor. Geçen yıl Sivas maçında raporlar değişti, yalan beyanlar hazırlandı. Hepsinin raporunu tuttuk ama bir şey değişmedi. Genel kurulda beyaz sayfa açmalarını istedik ve onları destekledik. Ama değişen bir şey olmadı. Güvensizlik ortamı oluştu. Olmazsa, yapamıyorlarsa onu değiştirmek sizin işiniz. Sarvan’ın kötü niyeti yok. Ama beceremiyorlar. Vizyonları yetmiyor. Futbolu Mahmut Özgener ve Lutfi Arıboğan yönetiyor. Dürüstler ve art niyetleri yok. Ama telkinleri dikkate almıyorlar. “Biz biliriz, biz yönetiriz” diyorlar. Bu iş yıpratıcı. Sezon başında MHK’nin alternatifi düşünülebilirdi. Oysa hakemler dışında hiçbir sıkıntıları yok. Ayrıca federasyonun gitmesi de çözüm değil.

Habertürk

Hiç yorum yok: