19 Temmuz 2010 Pazartesi

Harry gülsün, dünya gülsün...

Evet uzun zamandır merak edilen konu sonunda bildiğimiz halde netliğe kavuştu. Galatasaray taraftarının gözbebeği, belkide Hagi'den sonra bu kadar el üstünde tutulan topçusu, arma için mücadelesini esirgemeyen, sahada hangi mevkii ona veriliyorsa elinden geleni yapabilecek kadar hırslı bir oyuncu.

Kendisinin sakatlığından dolayı Galatasaray taraftarı onu fazla izleyemedi, yeri geldi yönetim kadroda düşünmediği dedikoduları çıktı ortaya, taraftar koydu tepkisini ortaya.

Bencede taraftar haklıydı, Harry bugün yedek kulübesinde otursun, sahada ki 11 topçuya örnek olur, Harry'in bu kulüpteki varlığı profesyonelliğin ne demek olduğunu en iyi açıklayan kişi olarak kalır.

Neyse ki artık takımda kaldı ve 1 sene daha olsa bu gözler onu Aslantepe'de görecek, onun gülüşü ile kalplerimiz bir kez daha HARRY için çarpacak.

Son olarak.

My name is KEWELL , KEWELL from GALATASARAY.

Varlığın bizler için tecrübe ÖZ BÜYÜCÜ.

Harry Güls

8 Temmuz 2010 Perşembe

Kenetlenebilmek ..

Galatasaray'ı Galatasaray yapan en büyük değerlerden biridir kenetlenebilmek .. Hoş bu satırları okurken şunu aklınızdan geçirceksiniz neden sadece Galatasaray'ı Galatasaray yapan bir değer olsun ki kenetlenebilmek ? Diğer takımlarda kenetlenirse onlarında değeri olur bu .. Belki evet; ama kenetlenebilmek; Galatasaray camiasının temel dinamiklerindeki unsurların başında gelir. Yani ruhunda temelinde en baştan beri olan bir değerdir. Sonradan kazanılan anlık bir değer değildir. Bizi biz yapan kenetlendiğimiz zamanın nimetleridir.

Bu kenetlenme Yönetim başta olmak üzere Galatasaray Spor Kulubünün bütün branşlarında ve tribünlerdede gereklidir. Tabi ki bunlar konunun biraz daha farklı tarafını oluşturmakta. Şu anda gündemde yönetimle ilgili olan tarafı daha ağır basıyor. Haldun Üstünel istifası ve Keita'nın gönderilmesi bir çok kişide hoşnutsuzluk yaratan bir durum oldu. En azından herkes aynı fikirde olamasa bile büyük bir çoğunluk hoşnut değil. Haklı sebepler var bunlar asla yadsıyamayız. Fakat gözlemlediğimiz konu olayın asıl boyutunu oluşturuyor. Galatasaray Sevgisi sadece kişilere mi endekslidir ? Ya da transferlere ya da izlenen politikalara ..

Asla ve asla eleştirilere karşı bir karşı çıkma durumu söz konusu olamaz lakin Galatasaray Sevgisini zedeleyeci yorumlar bir çok forumda platformda başgösteriyor. Bunlar bizi birbirimizden ayırıcı sebepler doğuruyor. Bugün Galatasaray ismi bir başarı yakalıyorsa bunda Taraftardan;Yöneticiye, sahada emek gösteren sporcuya teknik kadrodan malzemeciye kadar herkesin bir katkısı vardır .. Evet bu böyledir buzdağının görünen tarafı kadar görünmeyen tarafınıda bu başarı hikayelerine katmak gerekir. Bir sistemin dişlilieri gibi en ufak dişlinin hareketleriyle ondan büyük bir dişli harekete geçer .. Bu sistematik hareket ise bir birliktelik,bir kenetlenme meselesine dayanır ..

Galatasaray Spor Kulubü tartışılmaksızın Türkiye'nin en büyük Spor Kulubüdür. Bunu ilerletmek yaşatmak ise bizlere düşer. Galatasaray'ı kalbinde bir yere sığdırmış herkes bu sistemde bir kenetlenme içine girmelidir. Bütün branşlardaki sporcularda bu mantaliteyi kazanmalıdır. Keza yönetimde. Bu basit bir kuraldır. Ama önem verilmeyen basit kurallar bir gün en zor günlerin sebebi olur. O yüzden şu andaki konumlarımıza bir göz atarak bir kez silkelenmemiz gerekiyor.

Hani diyoruz ya .. Aklınızdan Çıkarmayın TÜRKİYE'DİR GALATASARAY diye ... İşte şimdi kenetlenme zamanıdır.

5 Temmuz 2010 Pazartesi

İçimizden Birisi Haldun Üstünel

Son günlerde gündemdeki tek isim Haldun Üstünel. Hani bir sezon önce geriye gidersek kahraman olan Haldun Üstünel. Ama şu anda bakıyoruzda sanki ironik bir biçimde her kahramanın başına gelen o ''vefasızlık'' duygusunu Haldın Üstünel'de yaşıyor . Yoksa biz mi yanılıyoruz demek geliyor içimden ama zannedersem yanılanlar Galatasaray Spor Kulubünün içindeki başka dengeler.

O dengeleri kimler kuruyor,kimler oluşturuyor bilmek pek mümkün değil. Basından takip edilen kısmında bizlere yansıtılanlar ve yakın çevrelerden alınan duyumları bir kenara koyarsak ortaya çok garip sonuçlar ortaya cıkıyor. Birileri Haldun Üstünel'in başarısını kaldıramıyor. Galatasaray'ın menfaatlerini yücelten birini çekemiyor. Derin Galatasaray belkide kişisel çıkarlarını;Galatasaray'ın üstünde tutuyor. Öyle ya Galatasaray'ı sadece onlar sevecek. Galatasaray sadece onların ..

Haldun Üstünel ismi belkide onlara Galatasaray'ın halkın takımı olduğunu. Galatasaray'ın bir Dünya Markası olduğunu hatırlattı. Bu hatırlatma o derin Galatasaray'ın zihninde bazı gel gitlere yol açtı. Yoksa Galatasaray elimizden gidiyor mu dediler ? Yoksa Haldun Üstünel biraz fazla mı olmuştu ?

Tesadüfler sadece aptalların inanacağı şeylerdir. Bu istifanın zamanlaması tesadüfi olamaz. Böyle bir şey gülünçtür. Başkanlık seçimlerini kaybeden; Adnan Öztürk. Bu seçimlerin galibi Adnan Polat. Peki sonrası ?

Sonrası işin biraz çetrefilli tarafını oluşturuyor gibi duruyor. Adnan Öztürk. Lisenin desteklediği o dünya vizyonunu benimsemiş ama maalesef Haim Fresco gibi bir ismin Canaydın döneminden sonra tekrar hortlamasını uygun gören bir başkan ... Acaba bu istikrarsızlık sürecinden ve istifadan bir prim sağlayabilir mi ? Deli saçması diyip geçmek en kolayı ama neden olmasın ?

Adnan Polat. Sayın Başkan bu istifa sürecinde soruların en çok yöneleceği isim. Durum buraya gelene kadar acaba sayın başkan neden buna müdahele etmedi ? İnsan bu kadar başarıyı, Galatasaray'ın menfaatleri doğrultusunda yapan birinin arkasında durmaz mı ? Ya da neden duramadı ? Engel olanlar neydi .. Attan inip eşşeğe binmek mi var yoksa Başkanın yeni politikalarında ? İnsan bu soruları sormadan edemiyor kendisine.

Son olarak ufak bir kıyaslama yapalım mı ? Transferin t sini bilmemesine rağmen kendini t cetveli gibi görüp düzgün çizgiler çiztiğini zannedip; yamuk işlere imza atmaya bayılan Sayın Adnan Sezgin'le. Transfer konusunda rüzgarlar estirip, sonbahar rüzgarları misali ayrılık senfonisine katılmaya mecbur olan. O içimizden birisi Haldun Üstünel.

Barusso; Carrusca; Skibbe; Leo Franco, İnamoto, Serkan Kurtuluş .. ve daha niceleri Sayın Adnan Sezgin'in transfer dehası olduğunun bir kanıtıdır .. Göremediğimiz o ince zekasını eleştirmek bile abes aslında ama demokratik haklarımız çerçevesinde yazımızı yazıyoruz işte ..

Birde transferden anlamayan Haldun Üstünel'e bakalım. Milan Baros; Harry Kewell; Frank Rijkaard, Abdel Kader Keita; Elano ... Galatasaray'da bir şey yapamamış bir sürü isim .. Boş transferler ...

Galatasaray Spor Kulübü Haldun Üstünel gibi bir ismi böylesine bir duruma sürüklemişse söylenecek çok da bir şey yok aslında .. Yazılan çizilenler boşa. Vefanın sadece bir semt adı olduğunu bizlere hatırlatıyor ...

Ama şunu asla unutmamak gerek. Biz Haldun Üstünel'e içimizden birisi dedik .. Ve gene bizim güzel bir beste sözümüz var .. Herkes gider biz kalırız BİZ GALATASARAYLIYIZ ..

Herkesin gidip sadece Haldun Üstünel'in kalacağı günler elbet gelecektir .. Ömrümüz vefa ederse yaşayıp görürüz ..