Aslında uzun uzun yazmak gerek;dolu dolu beton rengindeki donuk yaşamlara inat. Bu beton rengindeki donuk yaşamların arasında iki rengi çok sevmenin hikayesinden ibaret bizimkisi. Sarı ve Kırmızı .. Biten bir sezonun ardından ilerisine bakmak ilk defa bu kadar zoruma gidiyor. İlk defa sezonun diğer yarısını hiç istemiyorum .. Bütün lig yarım sezondan ibaret olsa .. Ali Sami Yen'e geçici vedalar ederken bile yüreğinizin bir kenarında içten içe ne hissettiğinizi düşünsenize ? Kaldırmıyordu yüreklerimiz .. Önünden geçmek için tonla bahanelerle yolunuzu hiç uzattınız mı ? Sırf oraları görmek için sebepsizce Mecidiyeköy'den geçmişizdir illa ki .. Alışmanın ve sevmenin sarı kırmızı haliydi orası .. Karşılıksızca sevmenin mabediydi orası .. Orda çok hüzünler sevince dönüşmedi mi bizler için ? Nefes almayı çok uzaklarda aramadık ki biz hiç .. Beton rengine bürünmüş bu şehirde; tarifi olmayan bir sevgiyi yaşadığımız her seferinde bizi karşılıksızca bağrına basan;nefes alabildiğimiz tek yer sendin .. Başkaları için bu şehir yaşanmaz bir yerdi;kalabalıktı .. O kalabalıkta kaybolup gidebilirdi insan .. Kendini kaybederdi .. Yok işte bizim için bu bundan cok öteydi .. Bizim o kalabalıkta; herkesten herşeyden sıyrılıp;gördüğümüzde tamam işte dediğimiz bi yer vardı .. Mecidiyeköy'ün en çok sevdiğim yeri .. Gördüğümde dünyanın benim için merkezi burası işte dediğim yer .. Ali Sami Yen ..
21 Mayıs 2010 Cuma
Yarım Kalanlara Rağmen
Aslında uzun uzun yazmak gerek;dolu dolu beton rengindeki donuk yaşamlara inat. Bu beton rengindeki donuk yaşamların arasında iki rengi çok sevmenin hikayesinden ibaret bizimkisi. Sarı ve Kırmızı .. Biten bir sezonun ardından ilerisine bakmak ilk defa bu kadar zoruma gidiyor. İlk defa sezonun diğer yarısını hiç istemiyorum .. Bütün lig yarım sezondan ibaret olsa .. Ali Sami Yen'e geçici vedalar ederken bile yüreğinizin bir kenarında içten içe ne hissettiğinizi düşünsenize ? Kaldırmıyordu yüreklerimiz .. Önünden geçmek için tonla bahanelerle yolunuzu hiç uzattınız mı ? Sırf oraları görmek için sebepsizce Mecidiyeköy'den geçmişizdir illa ki .. Alışmanın ve sevmenin sarı kırmızı haliydi orası .. Karşılıksızca sevmenin mabediydi orası .. Orda çok hüzünler sevince dönüşmedi mi bizler için ? Nefes almayı çok uzaklarda aramadık ki biz hiç .. Beton rengine bürünmüş bu şehirde; tarifi olmayan bir sevgiyi yaşadığımız her seferinde bizi karşılıksızca bağrına basan;nefes alabildiğimiz tek yer sendin .. Başkaları için bu şehir yaşanmaz bir yerdi;kalabalıktı .. O kalabalıkta kaybolup gidebilirdi insan .. Kendini kaybederdi .. Yok işte bizim için bu bundan cok öteydi .. Bizim o kalabalıkta; herkesten herşeyden sıyrılıp;gördüğümüzde tamam işte dediğimiz bi yer vardı .. Mecidiyeköy'ün en çok sevdiğim yeri .. Gördüğümde dünyanın benim için merkezi burası işte dediğim yer .. Ali Sami Yen ..
19 Mayıs 2010 Çarşamba
Gündemi değiştirmek..!
Lig tarihi boyunca 4 büyük takımın paylaştığı kupayı, 5.büyük ünvanı ile alan Bursaspor'un şampiyonluğunu gölgede bırakıp, kendi başarısızlığını örtmek amacıyla diğer takımlara ,bu takımların oyuncularına delili olmayan iftiralar atarak gündemi değiştirmeye çalışan Aziz Yıldırım'ın her lig sonunda alınan başarısız sonuçlardan başkalarını sorumlu tutması tarif edilemez, bütün herşey bana aittir demesine rağmen, başkalarında suç aramak komiklikten öteye gidilemez.
Eğer bugün şampiyon olsaydı insanların Trbazon maç sattı söylemlerine kulak asmayacak, muhattap olmayacaktın... Şimdi giden şampiyonluktan sonra sağa sola suç atarak, olayların sorumluları başkalarıymış gibi göstererek bu olaylardan sıyrılmak istiyorsun.
Artık insanlar bu davranışlara kanmıyor ve bu açıklamalara dışarıdan bakan taraftarlar gülmekle yetiniyorlardır.
Türk futbolunu artık bu açıklamalarla kirletmek hiç hoş bir davranış değildir, ellerinide deliller olmadan insanların onuruyla, gururuyla, şerefiyle oynamak kimsenin haddi değildir.
Saygılar.
18 Mayıs 2010 Salı
Ateş Düştüğü Yeri Yakar
11 Mayıs 2010 Salı
Seneye Hep Birlikte Galatasaray Ruhuyla
9 Mayıs 2010 Pazar
Sana yatar mı Trabzon, ne dersin Fener ?
Evet geldik son haftaya, taşıyorsun umutlarını tabiki, sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer misali, öyle ahım şahım bir kutlama göremedim daha doğrusu korna sesi duymadım desem yeridir.
Bundan 2 hafta önce lider olma pahasına Bursaspor’a yatacağımızı söyleyen ŞEREFLİ bir Fenerbahçe taraftarının sitesi var, hani bir yatak çizip, yatışşşş felan tarzı ahlaksızca yazılar yazan, gündemi değiştirip Galatasaray’ı kendi takımları gibi pis oyunlara sürükleneceğini düşünen bir site, en niyahetinde Galatasarayımız bu oyunlara gelmeyip, matematiksel olarak şampiyon olmasa bile CL için bu ONURLU mücadelesini sürdürmek zorundaydı, nitekim öyle de oldu, o gün bütün Fenerbahçe taraftarı Galatasaray’ı destekledi ne kadar enteresan sanki sayımız artmıştı, bizden çok düşünüyorlardı. 90.DK’nın sonunda Bursaspor’la ligin en güzel topunu oynayan, ligin en güzel maçını çıkaran iki takımın mücadelesi 0-0 golsüz berabere kalarak, Fenerbahçe’nin de Kasımpaşa' galibiyetiyle liderliğe oturduğu bir maçtı…
Gelelim şimdi atılan gollere, Fenerbahçe maçlarında nedense rakip kalecilere birşeyler oluyor, ya top ellerinden kaçıyor yada müdahele edemiyorlar, kör oluyorlar…Kasımpaşa maçında ki Bekir’in golü, Eskişehir maçında ki Özer’in golü ve bugün oynanan Ankaragücü maçında ki 3 gol birden dahasını da yiyemez zaten bir kaleci.
Neyse artık şimdi Trabzon maçı geldi çattı, 96senesindeki şampiyonluk kaçışını mı düşünür, yoksa Sadri başkanın dediği gibi ‘’Super Kupa Finalin’de Fenerbahçe ile karşıalaşacağız” demekle Türk futboluna neler kazandırıyorsunuz merak ediyorum.
İşte şimdi o malum siteden bir açıklama bekliyorum, Trabzon maçı için Beşiktaş’a yatış şeklinde bir görsel hazırlayacak mı ? Yoksa Trabzon’u en iyi şekilde misafirperver edip bu maçı kazandırıcak mı ?
Eee haydi bakalım Fenerbahçe, ŞEREFLİ(!) şampiyonluğun hayırlı olsun diyeyim 1 hafta önceden, ŞEREFİNLE(!) müzene bir kupa daha getiriyorsun.
Hayırlı Olsun.
Ülker İdman Raporu: 9 Mayıs 2010 Pazar
Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı, çalışmalarını Metin Oktay Tesisleri Jupp Derwall Antrenman Sahası’nda yaptığı antrenmanla sürdürdü.
Basına ve taraftara kapalı olarak yapılan antrenman Frank Rijkaard, Johan Neeskens, Nezih Ali Boloğlu, Albert Pujol ve Carlos Cuadrat yönetiminde, saat 11.00’de, ısınma ve açma germe çalışmalarıyla başladı.
Dün gece oynanan karşılaşmada ilk onbirde görev verilen oyuncular sahada ve salonda rejenerasyon çalışmalarının ardından sağlık merkezinde yapılan terapi seanslarıyla maç ertesi programlarını tamamladılar.
Diğer oyuncularla antrenmanın ana bölümünde teknik çalışmalar yapıldı.
Soğuma ve açma germe çalışmalarıyla tamamlanan antrenmanın ardından oyuncular öğle yemeği için ana binaya geçtiler.
Maç sabahı yapılan son antrenmanda dizinde bir ağrı hisseden ancak maçta doksan dakika görev verilen Lucas Neill’in ayrıntılı tetkikleri bugün yapılıyor.
Karşılaşmada ikinci gol pozisyonunda yaşadığı çarpışma sonucunda oluşan ağrı ve hareket kısıtlılığı nedeniyle Aykut Erçetin’in ayrıntılı tetkikleri bugün ve yarın yapılacak.
Her iki kasık bölgesinde ve belinde ağrı hisseden Hakan Balta tedavisinin ardından dinlendirildi.
Karşılaşmada ayaklarına darbe alan Caner Erkin ve Abdel Kader Keita’nın soyunma odasında başlanan tedavilerine bugün sağlık merkezinde devam edildi.
Harry Kewell salonda çalıştırılıyor.
Tedavisinin ardından Elano Blumer fizyoterapistler yönetiminde salonda, takımdan ayrı olarak çalıştırıldı.
Ayhan Akman, Milan Baros, Gökhan Zan ve Serkan Kurtuluş’un tedavilerine devam ediliyor.
Galatasaray Profesyonel Futbol A Takımı, bir günlük aradan çalışmalarını 11 Mayıs Salı sabahı saat 10.30’dan itibaren yapılacak basına ve taraftara kapalı antrenmanla sürdürecek. Antrenmandan özel görüntüler ve takımın son durumu ile ilgili detaylar sadece GSTV ve Galatasaray.com’dan canlı olarak yayınlanacak.
www.galatasaray.org ‘ dan alıntıdır.
Anneler Günü..!
Bugün anneler günü, kutsal varlığımızın günü.Onlarsız vakit geçiremeeyeceğimiz yılların kutlanası günü.
İyi ki varsın ANNEM.
Anneler günün kutlu olsun.
5 Mayıs 2010 Çarşamba
Kupalara Layıksın Sen Şanlı Galatasaray
1 Mayıs 2010 Cumartesi
1 Mayıs 2010
Özellikle 1 Mayıs 2010 tarihi bizim için başka anlam taşıyor, herkes meydanlarda olurken, bu sene ki geçicek güzel kutlamalar yolları felç edicekken, İstanbul her köşesinden insanlarda Galatasaray Arması için önce Abdi İpekçiye Bayan Basketbol Takımımızın maçına, oradanda otobüslerle Olimpiyat Stadına gidecekledir.
Peki bu insanların mücadelesi nedir ? İnsanlar işçi bayramını meydanlarda kutlarken, bu insanlar "ARMANIN PEŞİNDE" olmanın gururunu yaşayacaklardır.
Galatasaraylılık böyle birşey, eskiden meydanlara çıkmak için verilen mücadelelere televizyonlardan tanık olurdumda, şimdi yarın ki bu zorlu maratonu yaşayacak renkdaşlarıma üzülüyorum, onlarda salona varmak için zorluklara meydan okuyacaklar.
Hangisi zorlu mücadeleki ?
Geçsenize...
Yaşasın GALATASARAY !
O zaman verelim omuz omuza, koşalım salona.
O zaman verelim omuz omuza, koşalım olimpiyata.